Milliyet.com.tr/ÖZEL Ev sahibi kiracı uyuşmazlıklarının arabulucu huzurunda çözüldüğüne dair örnekler kamuoyunun gündeminde yer alsa da işçi-işveren arasındaki pek çok sorun da bu yolla çözüme kavuşabiliyor. Çalışan -işveren uyuşmazlıklarında, taraflar dava yoluna gitmeden önce mutlak suretle arabulucuya başvuruyor.
İşçi-işveren arasında yaşanmış üç arabuluculuk örneğini Türkiye Arabulucular ve Arabuluculuk Merkezleri (TURAMEP) Sözcüsü Dr. Umut Metin, milliyet.com.tr’ye anlattı. Metin konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
‘ÇALIŞAN ÜCRETİ GİDER KALEMİ İÇERİSİNDE ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP’
“Şirketlerin ekonomik sıkıntı yaşaması halinde çalışanlarını azaltmaya gitmesi söz konusu olabiliyor. Bu tercih çalışanların da işsiz kalması sonucunu yaratıyor. Bir şirket mali olarak darboğaza girdiğinde işverenler çalışanlarına ücretsiz izin imkanı tanıma ihtimalini ya da çalışanların işten çıkarılmasını planlamaya başlıyor.
Şirketlerde temel gider kalemleri arasında çalışanların ücretleri önemli bir yer kaplıyor. Giderlerinde kısıtlama yapmak isteyen şirketler ise çalışanları ile iş ilişkisini sonlandırmak durumunda kalabiliyor. Bu süreçte, taraflar birbirlerini anlamazlarsa şirket çok sayıda dava ile yüz yüze gelmeye başlıyor.
Örneğin 100 çalışanı olan bir şirket 40 çalışanını işten çıkarır ve arabulucu huzurunda anlaşamazsa en az 40 tane yeni davası olacak anlamına geliyor. Bu halde adliyelerde iş yükü meydana geliyor. Çalışanlar, ekonomik olarak zorda olan şirketlerden emeklerinin karşılığı olan tazminatları alıp alamama konusunda strese girebiliyorlar. İşverenler dava sonrası normalde ödemesi gereken tazminat tutarını faizi ile avukat ücretiyle birlikte ödemek zorunda kalabiliyor.
‘BİRDEN FAZLA TAZMİNAT İŞVERENİ ZORLAYABİLİYOR’
Tazminatların çalışanlara geç ödenmesi nakit akışı açısından şirketlerin lehine bir durum yaratıyor. Şirketler tazminat için bir çalışanına örneğin 100 bin TL ödemek yerine bunu daha geç bir tarihte ödeyebilirlerse nakit akışlarını daha dengeli bir hale getiriyorlar. Çalışanlarının haklarını derhal ödemek istese dahi, şirketler günümüz ekonomik nedenleri ile ödemeleri hemen yapmakta zorlanmakla, mali durum bir veya birden fazla çalışana tazminat ödemesini zorlaştırıyor.
‘İŞVERENLER TAKSİTLİ ÖDEMEYİ TERCİH EDİYOR’
Bugünlerde yapılan arabuluculuk anlaşmalarında işverenlerin önerilerinden biri özlük haklarının taksitle çalışanlara ödenmesi oluyor.
Örneğin işveren arabuluculuk toplantısında 100 bin TL olan bir tazminatın 4 eşit taksitle ödenmesini isteyebilir. Çalışan bu teklifi 4 taksit olarak kabul edebilir, 2 taksite düşürebilir veya taksit yapılmamasını isteyebilir. Bu noktada arabulucu huzurunda yapılacak müzakere ile taraflar farklı taksit sayıları, taksit rakamları üzerinden anlaşabilirler.
BİRİNCİ ÖRNEK: 100 BİN LİRASI PEŞİN, KALAN ÖDEME İÇİN TAKSİT YAPILDI
Gerçekte yaşanmış bir arabuluculuk örneğinden bahsetmek gerekirse 3 taksit üzerinden işveren ve çalışan arasında anlaşma sağladı. Örnekte taksitlerin bedelleri eşit olmadı. Tarafların üzerinde mutabık kaldığı, çalışanın toplam alacağı tazminat tutarı 200 bin liraydı. İlk olarak çalışana arabuluculuk anlaşma gününde 100 bin TL ödeme yapıldı, sonraki 1 ay ödeme yapılmadı, sonra art arda gelen iki ayda 50 bin TL’den ödeme yapılarak tazminatın tamamı çalışana ödendi.
Böylelikle çalışanın alacağı tazminat bedeli arabuluculuk anlaşması ile güvence altına alındı. İşveren ise nakit akışı açısından birden fazla çalışanla aynı aşamada iş ilişkisini sonlandırırken anlaşmaya kavuşmuş ve çalışanın rızasını da almış oldu.
İKİNCİ ÖRNEK: ÇALIŞAN TAZMİNATTA İNDİRİME GİTTİ, ÖDEME TEK SEFERDE YAPILDI
İkinci arabuluculuk örneğinde ise taraflar tazminat rakamı konusunda anlaştılar. 100 bin TL tazminat tutarı üzerinde hemfikirlerdi. İşveren taksit önerisinde bulundu. Çalışan ise araç alacağını ve tazminatının acilen ödenmesini istedi. İşveren mali işler departmanına sorduğunda eğer bir miktar indirim yapılırsa bu ödemeyi planlayabileceğini söyledi. İşçi toplam alacaklarından belli bir oranda indirime razı oldu. Bu halde de vade yapılmasının yerine, vade olmaksızın tek seferde ödeme konusunda taraflarca anlaşıldı.
‘İŞTEN AYRILMA ARABULUCU HUZURUNDA YAPILABİLİYOR’
İşverenler açısından bir diğer sorun ise, çalışan işten kendisi ayrılsa bile olası işe iade davalarıdır. Bu davalarda 8 maaşa kadar bir risk oluşabiliyor. Arabuluculuk anlaşmasında yazılı hale getirilmek kaydıyla, çalışanın işten serbest iadesi ile ayrıldığı kayıtlanıyor. Böylelikle işe iade davası olasılığı ortadan kaldırılıyor. Arabuluculuk bu haliyle çalışan ve işveren arasındaki iyi ilişkinin güzel bir şekilde sonlandırılmasını sağlıyor. Serbest irade ile varılan anlaşmayı resmileştirip, iki taraf için de hukuken güvenli bir hale getiriyor.
ÜÇÜNCÜ ÖRNEK: REKABET YASAĞI KALKTI, TAZMİNATTA İNDİRİME GİDİLDİ
Üçüncü arabuluculuk örneğinde ise çalışanın daha önce imza ettiği iş sözleşmesine göre rekabet yasağı hükmüne tabiydi. İşten ayrılma aşamasında, çalışan ve işveren arasında özlük hakları konusunda da bir anlaşma zorluğu yaşanıyordu. Çalışan 300 bin TL kıdem tazminatı istiyordu. Çalışan, “Benim rekabet yasağımı kaldırın, başka bir firmada çalışmak istiyorum. Rekabet yasağını kaldırırsanız ben tazminatımda indirim yapabilirim” dedi. Taraflar bu şekilde anlaşma sağladılar ve çalışanın rekabet yasağı kuralına takılan yeni bir iş yerinde çalışma isteğinin mevcut işveren tarafından kabulü sağlandı. Çalışan tazminatında indirime giderek 180 bin TL’ye razı oldu. İşveren de tazminattan bir miktar indirim sağlamış oldu. Bununla birlikte çalışan rekabet yasağı kısıtlamasından arındı.
‘ARABULUCULUK ÜCRETİNİ GENELDE İŞVEREN ÖDÜYOR’
Son olarak da şunu söyleyebilirim. İşçi, işveren arabuluculuklarında arabulucu ücretini genelde işveren ödüyor. Taraflar arabuluculuk ücretinin yarı yarıya da ödeyebilir. İşveren yüzde 70’ini, işçi ise yüzde 30’luk kısmını aralarında anlaşarak da ödeyebilirler.”